27 Aralık 2010 Pazartesi

Canımın İçi Hep Melek Kalacak....


  Büyük hayallerle,büyük sevinçlerle kucağımıza alacağımızı düşündüğümüz içimin parçası bebeğimi cennete uğurladık.Hepimiz şoktayız.Dört buçuk  aydır hiç sorunsuz yaşadığım bu süreci böyle noktalamak zorunda kalmak öldürdü beni..Halbuki kendime ve bebeğime çok iyi baktığımı düşünürken....
Ne kadar iyi bakarsan bak bir şeyler ters gidecekse gidiyor işte..
 Bazıları büyük bir deneyim yaşadığımı söylüyor,Allah sevdiği kulunu böyle sınarmış,öyle diyorlar..Oysa ben ne sınanmak istedim ne de böyle bir deneyim yaşamak.Tek isteğim oğlumu sağlıkla kucağıma almaktı.Olmadı....
İsyan etmiyorum.İnancım sonsuz.Ama böylesi bir ağrıyla nasıl başa çıkacağımı da bilmiyorum...Doğumdan kalan geçici, ağır fakat umrumda bile olmayan bedenimin ağrısı ve hiç geçmeyecek yüreğimin ağrısı..Birincisiyle baş ediyorum da ikincisiyle nasıl yaşanır bende bilmiyorum...

Peri'm ,benim güzel yavrum en büyük teselli kaynağım.Onun sayesinde az da olsa zamanla hafifler belki ağrım....

1 Aralık 2010 Çarşamba

Annemin Kurabiyesi (Altın Kurabiye )


Herkese Selam!!!
Epeyce olmuş buralara bir şey yazmayalı.Kızımın okula başlaması ve bunun yanında ikinci bir bebek heyecanı(bulantılar,halsizlik..) beni bilgisayar başından epeyce uzaklaştırdı...
Kendimi daha iyi hissettiğim şu dönemde bir post yazmanın zamanıdır diye düşündüm ve sizinle yukarıdaki kurabiyeleri paylaşmak istedim.
Bu kurabiyeleri yapmayı annemden öğrendim.Onunkiler de çok lezzetli olur,elleri dert görmesin.
Geçen gün Peri'nin beslenmesine koymak için yaptım bende.
Hemen yapılışını anlatayım...

ALTIN KURABİYE
 Gerekli Malzemeler;
  • 1 Paket Margarin (Önceden eritilmiş.
  • 1 Çay Bardağı Sıvı Yağ
  • 1 Çay Bardağı Yoğurt
  • Kabartma tozu
  • 1 Yumurta (Sarısı hamurun içi için , Beyazı üzeri için kullanılıyor. )
  • 8 Kaşık Şeker
  • Un
Yapılışı ;
Yumurtanın beyazı hariç diğer bütün malzemeleri bir kapta  karıştırıyoruz.Üzerine yavaşça un dökerek yoğuruyoruz.Kurabiye hamuru kıvamına gelince küçük küçük parçalar koparıp elimizle şekillendiriyoruz.
Burada önemli olan bir nokta var ki elimizle parçaları yuvarlarken çok sıkmamaya özen gösteriyoruz.Hamura çok hafif ve yumuşak hareketlerle şekil vermeliyiz.Yoksa istenilen sonuca ulaşamayız.
Yuvarlayarak şekil verdiğimiz kurabiyelerin üzerlerini önce çırpılmış yumurtanın beyazına sonra toz şekere batırıp üzerini yağlı pişirme kağıdıyla kapladığımız fırın tepsisine diziyoruz.
180 derecede pişiriyoruz.( Herkesin fırın ısı ayarı farklı olduğu için kaç derecede pişireceğinize siz karar verin.Önemli olan çok yüksek ısıda pişmemesi gerekiyor. )

İşte böyle...Annemin kurabiylerinin tarifini sizlerle paylaşmış oldum.Bence mutlaka denemelisiniz.Eminim pişman olmayacaksınız:)))


27 Ekim 2010 Çarşamba

Peri'ye Beyaz Hırka...

Aslında bu hırkanın hikayesi şöyle gelişti. Peri'ya düz beyaz,sade bir hırka istiyordum.Bir iki bir yerlere baktım fakat istediğim şekilde bulamadım.Bende daha fazla aramadan örmeye karar verdim..

 Peri'nin ölçülerine göre ilmek sayısı attım(Başka bir hırkası bu konuda bana fikir verdi.)
Başladım örmeye....

Zaten görüldüğü gibi düz örgü kullandım.Bu sayede çabucak örüldü:))
  Etek ucu,kol uçları,düğme bölgesi ve yakayı daha sonra sık iğne yaptım.
Sanki boynu biraz daha derinden keserek örsem daha güzel duracaktı fakat ben onu farkettiğimde hırkayı dikmiştim bile.Ama giydiğinde kötü durmuyor:))))Avuntu..
 Hırkanın ön kısmına şöyle çiçeklerden de örüp diktik mi,tamamdır...
Ördüğüm hırka benim içime sindi.Umarım size de fikir olmuştur....

11 Ekim 2010 Pazartesi

Portakallı Kereviz

Ben ve eşim Kereviz yemeğini çok severiz.Ama kereviz yemeğinin portakallı olması çok önemli..
Çünkü portakal kereviz yemeğine müthiş bir tat veriyor.Ve bizde kerevizi bu şekliyle çok seviyoruz.
Portakallı Kereviz
Daha önce bu tarifi denemeyenler için yapılışını kısaca anlatmak istiyorum...

PORTAKALLI KEREVİZ
Gerekli Malzemeler;
  • 4 Adet orta boy Kereviz
  • 1 Adet Soğan
  • 2 Adet Havuç
  • 2 Adet Portakal
  • 1/2 çay bardağı zeytinyağ
  • 1 Tatlı kaşığı tuz
  • Dereotu

Kerevizleri soyup,yıkayın.Yukarıda gördüğünüz gibi doğrayın ve limonlu suda bekletin.
Soğanı doğrayın.
Havuçları doğrayın.
Portakalların suyunu sıkın.
Geniş bir tencereye önce kerevizleri dizin.Ardından sırasıyla soğan ve havuçları koyun.
Üzerlerine portakal suyunu dökün.Zeytinyağı ve tuzu da ekleyip yaklaşık 10-12 dk. pişirin.Sonra kıydığınız dereotu'nu ilave edin ve 3 dakika kadar daha pişirin.
Yemeğiniz hazır.
Afiyet olsun:)))

Geçen yıllarda denetmeme bile izin vermeyen Peri bu sefer ilk kez kerevizi denedi ve çok sevdi.Bu sebepten dolayı anne çok mutlu oldu:)))

29 Eylül 2010 Çarşamba

Mahcubiyet ...

BENDE SEVDİM..

YANIMDA OLMADIĞINDA KENDİMİ HEP EKSİK YAŞADIM..
SEN OLMADAN OLMADIĞIM İÇİN
MECBUREN SEVDİM.

BENDE SEVDİM.

İYİ Kİ SENİ SEVMİŞİM...

Birlikte geçen 9 güzel yıl için teşekkür ederim... He bir de güzel çiçekler için:)))


28 Eylül 2010 Salı

Okul günleri..


Peri'nin hergün sabah saatlerindeki beslenme saati için birşeyler hazırlıyorum.Bunları da onun için yaptım.Genelde kabartma tozu kullanırdım poğaça yapmak için fakat bu sefer instant maya kullandım.Çok ta güzel oldu.Artık hep böyle yaparım..
Bu aralar içimiz dışımız çizgi çalışması oldu.Peri bunların yüzünden bunalımlarda..Hiç sevmiyor çizgi olayını.Neyseki yazmayı öğrenmek için onları yapmak zorunda olduğunun bilincinde..Zorla da olsa yapıyor..
Dün seslere geçmişler.İlk önce " e " sesi..
Bunları çizgilerden daha çok sevdi.
Bugün de " L " sesini öğrenecekler.Sonra da gelsin okuma.
Öyle değil mi?İki sesi birleştirip okuyan çocuk okuma öğrenmiş oluyor mu ki!!!...Tecrübeli anneler yardım istiyorum sizlerden.
Peri kızı bir an önce okuma yazma öğrenmek istiyor.Şimdi bu kız tam ne zaman okuma yazma öğrenecek.Şimdilik okuma öğrense o da yeter..
Okula başlama hediyesiymiş.Babası ile kızı öyle diyor.
Ben pek alaka kuramadımn ama öyleymiş.En azından okumayı öğrensin öyle hediye alalım,dedim ama ..ikisiyle baş edilmez ki... :)
Şimdi biz başlarız.Okula başlama hediyesi,
İlk ses öğrenme hediyesi,
İki sesi birleştirmeyi öğrenme hediyesi,
Okuma,yazma,ödev yapma hediyesi, Bu şekilde uzarrr gider bu liste.
Babayı kandırmaca...Baba dünden razı kanmaya:))
Onlar mutlu ,ben mutlu...
Yanlız şu yukarıdaki şey acayip eğlenceli bir şey.Oyun hamuru kullanarak pastalar yapıyor o makine.Bir ara
yapar resimlerim,derslerden vakit bulursak:)))

14 Eylül 2010 Salı

Okula Başladık...

Biz bugün okula başladık.
Yıllar sonra  eskilerden kalma hisler yaşadım galiba.

Okul yolu,sınıfım,arkadaşlarım,çok sevdiğim silgi kokusu,sözlüye kalkma korkusu..
Ondört yıllık eğitim hayatımı düşündüm sonra..
On yıldan fazla olmuş noktayı koyalı...

Okulun ilk günleri hep heyecanlı olurdum.
Ama bugün başkaydı.
Kızımın okula adım attığı bu ilk günde yüreğim pıtpıtpıt..hiç susmadı..


Sınıfı belli olup içeri girdiklerinde gözlerim buğulandı.Anne olduğum için gurur,kızımın annesi olduğu için şanslı saydım kendimi...

Okul hayatı nasıl geçecek bilemiyorum ama okuduğu sürece umarım hep en iyi eğitimi alır..
İyi bir öğrenci olur..

Daha eğitim-öğretim yılı başlamadan beş altı ay öncesinde başlamıştı benim okul maratonum.
Okul seçimiydi,ikamet değişikliğiydi derken epey bir uğraştım,şimdi sıra sende Peri'ciğim.

Tüm okula yeni başlayan çocuklarımıza zihin açıklığı diliyorum:))

13 Eylül 2010 Pazartesi

Bayram ve Karaelmas...

Bir bayram tatilini daha geride bırakmış bulunmaktayız... Umarım hepinizin tatili mutlu,huzurlu,sağlıklı geçmiştir...

 Biz bayramı ani r kararla karaelmas diyarında geçirdik...
Aslında bir anda karar verdik ve düştük yollara..
Hatta geleceğimizi kimseciklere söylemedik.
Gidince herkes şok oldu.
Ve çok sevindiler...
Eşimin Zonguldak'ta akrabaları var..Bizde zaten onları ziyarete gittik..
Zonguldak'ta en çok Ereğli'yi severim.Üç koca yılım geçmişti Ereğli'de.
Ereğli'yi severim de ben en çok denizini severim buranın...

Her zaman hırçın,her zaman asi,her zaman yaramaz...
Deniz diye ben Karadenize derim...

Bu bayramın en sevdiğim anısı da doğduğum günden beri ilk kez dönme dolaba binmem oldu..
Çok severim dönme dolabı..En tepeden aşağıyı izlemeyi çok istemişimdir hep...
Bir taraf yeşil bir taraf mavi manzara eşliğinde süper bir deneyim oldu benim için...
Bir daha oralara ne zaman giderim bilmiyorum ama bayramda iyi ki gitmişim...

11 Eylül 2010 Cumartesi

TÜRKLER UÇUYORRRR..:))))



 Uzun zamandır böyle bir heyecan yaşamamıştım...
12 Dev adam yarı finalde Sırbistan'ı yenerek finale yükseldi.





Yarın oynanacak final maçında umarım şampiyonluk bizim olur...
Umarım bir kez daha tarih yazarız..

7 Eylül 2010 Salı

Benimle Oynar mısın?




Merhaba...
Benim adım Asena.
Ben Peri'nin oyuncağıyım.
İsmimi de bana o verdi..




Sihirli günce beni yaptığı zamanlar Peri kızı benimle oynuyordu..
Ama benden kısa sürede sıkıldı ve artık yüzüme bile bakmıyor..




Peri zaten bütün oyuncaklarından hemen sıkılıveriyor.
Duyduğumuza göre bir oyuncakla üç gün oynadığı görülmemiş ..
Aslına bakarsan Sihirli Günce'de bozuluyor bu duruma.


Bence çok haklı..sen o kadar hevesle benim gibi dünyalar güzeli!!! bir şahaser çıkar ortaya,hemde sırf Peri mutlu olsun diye.
Sonuca bak..


Aramızda kalsın ama ara ara beni       kıskandığından şüpheleniyorum.......................!!!
Kaşım,gözüm,boyum,posum,tarzım,pembe rujum,saçlarım..
Kıskanılacak biriyim ben de nihayetinde...






 Neyseki bir arkadaşım var şu dünyada..
 İsmi Mert.
Onunla Peri'nin oyuncak sepetinde karşılaştık ilk.
Kısa zamanda arkadaş olduk..





Mert'le oturup saatlerce sohbet ediyoruz.O da Peri mağduru.
İyi ki varsın arkadaşım.. Sende olmasan hiç çekilmez buralar..

(Ben küçükken oyuncaklarla oynamaya bayılırdım.İlk alındıkları günlerde kutusundan bile çıkarmadan oynardım.O günlerden kalan bebeklerim hala durur annemlerdeki odamda.Hem çok temiz kullanır hem de çok güzel oynardım.Kızım bana benzememiş.
Ne kadar hevesle aldırırsa aldırsın kısa süre de bıkıyor...
Arada oturup ben oynuyorum bunlarla ne yapayım...)

6 Eylül 2010 Pazartesi

Nereye Düşmüş O Surat Acaba..

Sabaha doğru ateşi olduğunu farkettim.Hemen dereceyi kaptığım gibi ölçtüm.
Otuz dokuzu geçmişti ateşi.Hemen bir ölçü ateş düşürücü verdim.Ardından beraber ılık duşa girdik.

Biraz sakinleştik ve uyuduk.Kalktığımızda ateş yerli yerinde duruyordu.
Bir doktora gözükmek şart oldu.Ve hemen ASM'nin yollarına düştük...
Giderken arabada suratı düştü Peri'nin.
İğne olmak istemiyormuş kendisi.
Tahlil yaptırmak istemiyormuş yani. 
 Hastaneye gelene kadar farklı metotlarla ilgisini başka yerlere çektim.Zaten gelince çocuk bölümde onun ilgisini çekecek öyle çok şey var ki bir süre unuttu tahlil işini.
Odaya girdiğimizde bir kez daha suratı düştü.Neyse ki bu sefer de hemşire imdadımıza yetişip doktoru beklerken oyalanması için resim ve boya kalemleri hediye etti.
Doktor tabi ki kan tahlili,idrar tahlili istedi.
Fıstığım biliyor başına gelecekleri...
 Aslında iğneden hiç korkmazdı .Hemşireler çok uslu ve cesur olduğu için çok severlerdi onu.Ama yedi ay önce idrar yolları enfeksiyonu sebebiyle bir sürü iğne yaptılar,tahliller yaptılar ,sintigrafi,sistografi,röntgen..vs.Çocuk neye uğradığını şaşırdı.Bir tanesinde de ilaç verdiler iğneyle koldan..Yani ben olsam o kadar da dayanamazdım..

Bugünse tam kan alınırken bizimkinin gözler buğulandı.Neyse ki hemşire kanı parmağından aldı da hiç acımadı.Bu şeker ölçümlerinde parmaktan kan almak için kullanılan bir alet var ya onun gibi birşeydi..
Sonuçlar belli olduğunda kanında lökosit görüldü.Boğazlardan dedi doktor.Salgınsal bir durum varmış..
İlaç kullanmaya başladık.

4 Eylül 2010 Cumartesi

Yeniden Başlasın..Burada Kalmasın!!

Bir kaç blog denemem olmuştu önceden..
Ama onlarda hep eksik ya da yanlış birşeyler vardı.
Blog yazma işinde o zamanlar çok çok acemiydim.
Şimdi ise çok acemiyim..İlerleme kaydettim biraz yani:))



İlk yazımda herkesle böyle bir bolero paylaşmak istedim.
Güzel kızımda bana yardımcı oldu.
Artık havalar serinlemeye başladı.O yüzden bu bolero çok işimize yarayacak...

Bolero örmek isteyenlere fikir olması için paylaşmak istedim sizinle..
Artık ben buralardayım.
Umarım sizinle daha sık karşılaşırız...