30 Nisan 2011 Cumartesi

Peri'den..

Sanki hafifledi biraz Peri'nin öksürüğü..
Zaten çok çok ağır değildi ya doktorun verdiği ilaçlar iyi gelmeye başladı sanki..
Okulda öksüren,tıksıran,aksıran öyle çocuk var ki..Sanırım bir şekilde bulaşıyor.
Halbuki öğretmeni her seferinde uyarıyor çocuklarınız hasta ise okula göndermeyin diye ama artık ne düşünüyorlarsa yine gönderiyorlar,yine gönderiyorlar..
Hasta çocuk istirahat etmeden iyileşebilir mi?!..
İyileşmediği gibi birde arkadaşlarına da bulaşıyor..
Bazen öğretmenimize üzülüyorum.Allah sabır versin,eminim ki öğrenciler yormuyordur onu velilerin yorduğu kadar..





29 Nisan 2011 Cuma

Kuzusu...

                                                                                   " Doktoru beklerken boyama yapan Peri "

Peri bir kaç gündür fena öksürüyordu.
Sabah okula gitmek için kalktığımızda öksürüğünün artmış olduğunu gördüm.
O yüzden okula göndermedim.Yavrum nasılda öksürüyordu..
Gerisin geri yattık gene.Kalktığımızda öğlen olmuştu..
Ateşi falan yoktu ama öksürük kesilmemişti.
Kahvaltı yapıp hastaneye gittik.
Doktorumuz Kemal bey muayene etti.Neyse ki antibiyotik kullanmasına gerek olmadığını söyledi.Yine de ilaç kullanacak ama.Doktoru reçetemizi yazıp yolcu etti bizi..


Eve geldiğimizde ne yemek istediğini sordum.Bana  Mantı isterim,cevabını verdi..
Oturdum ona mantı yaptım..İyi ki de istemiş.
Ondan fazla yedim ben...
Meğer canım ne de istiyormuş:)))
Zaten neye üzülsem ben hemen iştahım açılır benim..

Hemen geçsin şu öksürük hemen iyileşsin..

27 Nisan 2011 Çarşamba

Peri İle Bu Günlerde..



Bir odadan diğer bir odaya geçemiyorum..
İz süren dedektifler gibi şimdi nereden çıkacak acaba diye hep bir düşünce içerisindeyim.Dönüş yollarımı hep kontrollü yerlerden seçiyorum.Ona anlatıyorum.Artık o kadar genç sayılmam,böyle şeyleri kalbim kaldıramayabilir.O ise sadece gülüyor..  
Bazen mutfaktan elimde bir fincan çayla çıkıyorum.Yine dalgın,yine içimden  birşeyler düşünüyor halde..Birden karşıma atlıyor.Ve en yüksek sesiyle bana bir bööö...yapıyor.Düşünün halimi.
On gündür falan sürekli böyleyiz.Bir de karanlıkta yapıyor çoğunca.
Aklımı başımdan alıyor..
Benim küçük hanımefendi kızıma bir haller oluyor bu günlerde..
Yapma diyorum yine yapıyor.Anlatıyorum anlamak istemiyor.Beni korkuttuktan sonraki yüz halini görseniz en içten gülümsemesiyle bir kahkaha patlatıyor.En doğalından.Aslında çok tatlı gözüküyor o an, benim nasıl gözüktüğümü ise varın siz düşünün.Zaten halime gülüyor o da...
Ama dünde ben onu korkuttum.Odasından dönüş yolunda yakaladım onu..Onun bana yaptığının yarısı dozunda,daha bir geriden ve daha alçak bir ses tonuyla bende ona yaptım.
Korktu tabii.Bende ona güldüm.Aslında düşündüm de eğlenceliymiş:))Yüzündeki o hali görmeliydiniz.
İşte bizde durumlar böyle.
Bakalım bu benim aklımı başımdan aldıran maceramız ne zaman son bulacak:))


26 Nisan 2011 Salı

İşte Bir Mim Daha:)

Sevgili Ülkü 'den geldi bu mim:)
Bu sefer arayı çok açmadan cevaplamak istiyorum..


En Sevdiğin 3 Görsel; Peri'm , Deniz , Çiçekler

En Sevdiğin 3 Ses; Peri'min sesi , Dalga sesi , Keman sesi


En Sevdiğin 3 Tat; Köfte , Patates kızartması , Pilav üçlüsü :)


En Sevdiğin 3 Koku; Peri'min kokusu , Kullandığım parfümün kokusu , Çiçeklerin kokusu 

En Sevdiğin 3 His; Başta annelik sonra bütün hisleri seviyorum aslında.Hissetmek güzel.Neyi , nasıl hissedersen et önemli olan hala o duyguları yaşıyor olabilmek..

İşte mim cevapları böyle.Bu mimi sanırım çoğumuz cevaplandırdık.Hatta ben bile.. ( bu konuda çok geç kalıyorum çünkü) .
Ama hala cevaplamayan kaldıysa onlara göndermek istiyorum.Kolay gelsin...

Bu arada Peri'nin kıyafetlerinin olduğu poşeti buldum.Dün hemen okula gittim ,sınıfa çıktım.Orada olmasını umut ediyordum fakat gittiğimde hayal kırıklığına uğradım.Peri'ye dolabına kaldırıp kaldırmadığını sordum.Ondan da olumsuz bir cevap alınca düşündüm nerede olabilir diye.......
Sonra bir ara kantine gittiğimiz aklıma geldi.Gidip orada çalışanlara sordum ve bir sonuca ulaştım..
Orada unutmuşum.Neyse bulundu ya:))))

25 Nisan 2011 Pazartesi

Ertelense de..


Bugün gösterileri vardı okulda.
Damat oyunu oynayacaklardı..Ardından da kına merasimi düzenleyeceklerdi..
Bahçede olacaktı gösterileri ama havanın soğuk olması sebebiyle haftaya bu güne ertelendi...
Herşeyleriyle hazır bekleyen bıcırların suratı düşüverdi yerlere.
Sonra sınıfta yapmaya karar verildi..
Büyük bir neşeyle başladılar oynamaya..
Bütün bir sınıf,öğretmen,veliler hep birlikte kutladık bayramımızı:))
Çocuklar mutlu,
Öğretmen gururlu,
Biz hem mutlu hem gururlu....
Haftaya bir kez daha kutlayacaklar.
Ama ben Peri'nin folklor kıyafetlerinin olduğu poşeti kaybettim.Sınıftan aldığımı hatırlıyorum ama nereye koydum!!!bilemiyorum..
Birazdan okula gidip bakacağım.Umarım sınıfta unutmuşumdur..
Yok yok böyle durmakla olmayacak ,en iyisi gidip bakmak...

23 Nisan 2011 Cumartesi

Neşe Doluyor İnsan..


Hepimizin bayramı kutlu olsun.
Ne de olsa hepimizin içinde birer çocuk var öyle değil mi:)
Her yıl yaklaşık 2 yaşından beri götürürüz Peri 'yi 23 Nisan gösterilerine.
Onun bayramı ya.. bilsin.. yaşasın diye...
Ama bugün gidemedik.Çünkü bu kez bizzat kendisi gösterilerin içinde olacak.Ama onların gösterisi pazartesi yapılacak.Peri folklor ekibinde.Gösteri kıyafetimiz tamam ama başına ve beline yemeni gerekliymiş ,aldık ama pullu oya istedi uçlarına.Süslü işte n'olcak.Annesinin kızısı:)))
Ben de bilmem oya nedir,nasıl yapılır ama aldım yemeniye uygun ip ve de pul bakalım deneyeceğim..Zincir çekmeyi biliyorum ya! sanırım yaparım birşeyler.Basit birşey olacak benimki..


Papatyalarım..Babası almış.Kızdırmış ve de küstürmüştü beni..
Nasıl inatçı olduğumu biliyor ve de papatyalara nasıl karşı gelemeyeceğimi.
Bu güzel çiçeklerin hatırına barıştım bende:)
Aylardır çiçek görmüyorduk iyi oldu böyle.Bahaneyle....


Bu fotolar dünden..Kuzum sıkılmasın diye indik sahile.Bu seferde scooter'a taktı.
Artık bunu istemiyormuş..Şu tekerlekleri daha ince aluminyum olanlar var ya onlardan almalıymışız.
Bu yaz da idare etmesini söyledim.Biraz boyunu uzatırsak daha kullanabilir...


Neyse ki çok fazla inatlaşmadan bu güzel şey çıkageldi yanımıza.
Baba kız çok sevdiler onu.O da ev kedisi midir nedir,pek bir uysaldı:)
Kedi yanımızdan ayrılırken Peri bakakaldı arkasından.
Çok fazla kedi sevgisi var bu kızda:)


Ve Peri'nin kediye son söyledikleri;
-Gitme güzel kediş,gel sen benim kızım ol....:))

21 Nisan 2011 Perşembe

Ne Yapmalı ki...!!!

     
     


Çok sıkılıyoruz bu aralar..
Hele Peri çok fena.
Zaten meleğimin başı 7 yaş sendromuyla dertte..
Asabiyet ve kapris tavan yapmış durumda..
Bir de bu can sıkıntısı da neyin nesi!!
Aslında haksız da sayılmaz hani.Çünkü okul ve dersler bütün hayatını kaplamış durumda..
Acilen bir şeyler yapmalı,değişik..onu oyalayacak, bu can sıkıntısından kurtaracak bir şeyler.
Tekvando' ya mı göndersem acaba.Can sıkıntısına birebir gelir değil mi!!!
Çok yakınımızda da hazır bir tekvando salonu varken değerlendirilmeli aslında.Bunu konuşacağım Peri ile..

Ev içerisinde de bulmalıyım onu oyalayacak bir şeyler.Ama ne??
Yukarıdaki güneşleri yaptık beraber.Aslında çok eğlendik..
Bundan sonra bol aktivite günleri bizi bekler;)

19 Nisan 2011 Salı

*19 Nisan 2011*

Havaya İnat!!!

Hava bugünde bozuk.
Bugün güneş yüzünü bir kez bile göstermedi buralarda.
Göstereceği de yok gibi...
Aman ondan da vazgeçtim artık.Bu ne nazdır anlamadım gitti.
Ama artık enerjimi alıp gitmesine izin vermek yokk.Açmazsa açmasın,küsüm ben ona...


Kek yaptım sabah sabah...Peri' nin beslenmesine koydum.İlk kez denedim kapsül kullanarak kek yapmayı.Bence fena olmadı ama bir dahakine her bir kapsüle daha az ölçü kullanmalıyım.Hatta bir dahakine üzerine muhallebi de yapmalıyım:)


Okulda çok fazla yiyemiyor benim kuzum.İnşallah bu kekleri beğenir ve afiyetle yer:)


Şal'ımı da ara vermeden örüyorum.Daha çok var bitmesine.Allah'ım başladığım birşey hemen bitsin istiyorum ama hemen bitmiyor.Herşey gibi örmekte emek istiyor.Sevdim ama ben bu örneği..
Örmeye devam:)


Okul'a bırakırken bahçeden topladık bunları.Peri topladı,benim için:)
Güneş açmayacakmış,kimin umurunda...
Benim güneşim sensin meleğim:)))))

18 Nisan 2011 Pazartesi

*18 NİSAN 2011*

Lale İstiyormuş..

Öğretmeni "Sizi Emirgan korusuna götüreceğim,laleleri görmeniz için", demiş.Çok sevindi ama aksilikler yaşandı Emirgan'a gidilemedi..
Yollarda renk renk lale'leri görünce kendinden geçiyor.
"Ne olur bir tane koparayım,bak şu kırmızı olanı..sadece bir tane .." diyen ısrarlara hayır yanıtını alınca suratı düşüyor.-du ama artık kızımın bu lale özlemine bir son vermek gerekiyordu.
Biz de bu sebepten çiçekçiye gittik hep beraber.


Renkli renkli çiçeklerin içinde kaybolduk bir süre..


Nasıl güzeldi hepsi de..Balkonda ki saksılara bu güzellerden ekilmeli en kısa zamanda..


Pembe , beyaz , mor..Her renginden ekeceğim bu sene..


Lale diye geldik ama giderken aklımızda diğerleri de kaldı..Tekrar geleceğiz biz..Boş saksılarımızla geleceğiz.


İşte Peri'nin lalesi.Can suyunu elleriyle verdi ve bundan sonra da gün aşırı su verecek çiçeğine.Bir lalenin ömrü 15-20 gün kadarmış.Çok üzüldüm öğrenince..Peri bilmiyor,yavaş yavaş anlatmalıyım ona da..

MİM..

Alıntıdır.

Bu aralar ben;

Yukarıdaki kelebekler gibiyim..Ya da onlar gibi olmak istiyorum diyelim..Papatyaların(en sevdiğim çiçektir) üstünde uçmak gibisi var mı:)Hele bir de baharsa...
Sevgili İkiz Annesi , Ülkü  ve Tibet'in annesi mimlemişti beni.Bende cevaplamak isteyenlere gönderiyorum:)


14 Nisan 2011 Perşembe

Bahar !!!

 

Bu bahar ne zaman gelecek ki bilemedim ben.Dünkü havayı görüp " işte bahar geldi artık havalar bozmaz,"dedim fakat bugün güne uyandığım hava beni hüsrana uğrattı.Tam manasıyla...
Yağmurlu,kapalı ve boğuk bir hava var dışarıda.Ve de soğuk.Yağmuruna ses etmem,yağsın fakat bu soğukta neyin nesi!?
İlkbaharda değil miyiz biz yahu.Niye soğuk yapıyor ki hala..
Canım hiç birşey yapmak istemedi bugün.İstemez tabi.Tüm enerjim kayboldu gitti.Bende miskin miskin oturuyorum öyle.


Şal'a başladım bir tane ince  ip aldım,bahar ya!!! atarım dedim omuzuma. Battaniyelerden sonra "bu ne be.." oldum.Bu nasıl basit birşeymiş diye örüyorum da örüyorum.Bitiririm yakında..
Bu arada kuzenimin de oğlu oluyormuş.Sanırım bir tane mavili battaniye ona da öreceğim...
Diğer battaniyeleri örerken yapım aşamalarını yayınlamamı isteyen arkadaşlarım vardı.Hala istiyorlarsa bana bildirirlerse yayınlarım.Hazır yine örecekken;)

Peri'm okulda.Dün akşam onunla ders çalışıyoruz.Şöyle bir çözdüğü testlere bakayım istedim.Gözüme ilişen soru ve Peri'nin cevaplarıyla kaldım öylece...
SORU:
Ev kurallarına uyulmadığı zaman neler olur?
A- Çocuklar daha mutlu olur.
B- Evimiz düzensiz olur.
C-.............................

Peri'nin cevabı " çocuklar daha mutlu olur...."yani A şıkkı.

Bu kez seçeneksiz soru sorulmuş.
SORU:
Deprem çantasında neler bulundurmalıyız?
CEVAP:
Kuruyemiş bulundurmalıyız.Bir de su.
Kuruyemiş!!!!!

Soruları kontrol etmesini söylediğimde kendisi buldu doğru cevapları hemen ama işte Peri en masumane halleriyle doğruları değil de içinden gelen istediği şeyleri işaretlemiş ve de yazmış....Eski cevaplara baktığında güldü kendisine.Komikti ama...Ama niye kuruyemiş... hala çözemedim..O da söylemiyor:)
Canım benim ya nasıl seviyorum onu bilseniz..:)))))

                                                               
                                                                Candan Erçetin-Bahar ;)

13 Nisan 2011 Çarşamba

Çok Gecikti..Magnet mimi..


Biliyorum bunu çok daha önce yayınlamalıydım fakat gerçekten hiç vakit bulamadım.
Neyse ki şimdi fırsat buldum da yayınlayabiliyorum.Sevgili Ülkü ve Sezobigo mimlemişti beni.
İşte benim de buzdolabımın üzerindeki magnetler bunlar.Aslında ben pek tutamıyorum magnet.Sıkılıyorum hemen ve atıveriyorum .Şu an elimde kalanlar bunlar.Ve sanırım bunlar da atmaya kıyamadığım anısı olanlar;)))))

11 Nisan 2011 Pazartesi

Bataniyelerimi bitirdim:)))

Evet yana yakıla ördüğüm battaniyelerimi sonunda tamamladım.Ne kadar oldu başlayalı onu bile bilmiyorum.Sanırım buradan ve buradan belli olabilir:)) Hımmm iki aya yakın bir süre olmuş.Aslında ben elimdeki işi bu kadar uzatmayı sevmem fakat bunlar biraz uzadı.Ama gerçekten çok oyalayıcı.Örmek bir şey değil de gözleriydi,burnuydu,fiyonguydu hepsi acayip oyalayıcı şeyler.Bir de elde dikmek var ya..O daha da oyaladı.


Bu battaniyeleri bitirdiğim gün bizim ikizlerde dünyaya gözlerini açtılar.Yani doğdukları gün bende battaniyeleri bitirmiş oldum.Sevindim çünkü benim korkum onlar doğacaklar ve ben hala örüyor olacağımdı.Neyse ki yetişti...


Kumaşı battaniyeye elimle dikerek birleştirdim..İlk kez böyle dikiş diktim.Aslında bilmem nasıl dikilir,ne şekilde olur.Önce makine de diktireyim diye düşündüm sonra her şeyi benim elimden çıksın istedim ve bir iki deneme yaparak dikmeyi öğrendim..


Tüm bu emeklerimin görümcemin bana sıkıca sarılıp çok çokkk teşekkür etmesiyle boşa gitmediğini anladım.Öyle beğendi ki işte dedim bunu görmek yeter bana..


Minik adamlar (Ege ve Kuzey) sağlıkla uyusunlar bu battaniyelerde:))
Ve bir örgü serüvenim daha burada bitti derken..kuzenim hamile.Ve annem ısrarla ona da örmem gerektiğini söylüyor.Bu hafta cinsiyeti belli olacak.Ben alıştım nasıl olsa artık.Örerim bir tane daha...



5 Nisan 2011 Salı

Kısa..Kısa..

       Günler sürüp giderken ,zamanın nasıl hızlı ilerlediğinin farkına bile varmadan geçip giderken yine çok oldu buralara uğramayalı.Neredeyse bir hafta olmuş ve ben bu arada hiçbir şey yazmamışım.
Ama bana gerçekten zaman yetmiyor.Şu zaman az biraz daha yavaş ilerlese ne olur sanki.
Bu haftayı özet geçecek olursam;

       Peri'nin dersleri neredeyse tüm akşamımızı alıyor.Birinci sınıfta bu kadar ders yapmak bu küçücük çocukları bıktıracak diye korkuyorum.Öğretmenimizi çok seviyor ve her konuda destekliyorum gerçi fakat bunlar da daha bebe ama.

      Dün saçlarıma röfle yaptırdım.Seviyorum kendimi röfleli görünce;)Çevremdekilerin ortak fikri de bana en çok giden rengin sarı olduğu.Zaten kendimde açık kumral olunca röfle bende doğal duruyor.Bu kapalı havada saçlarımla oynayıp kendimi mutlu ettim.
     Göz doktoruna gittim.1.50 lik miyoplarımı gösterdim.Doktor muayene
ederken eski gözlüğümü görmek istedi.Kullanmıyorum ki dedim.En son iki buçuk yıl önce doktora gittiğimi söylemedim.Kızmasından korktum.Ama önceki numaralarımı söyledim.Muayene etti ve artık 1.50 olmadığını söyledi.Bense en mahzun halimi takınıp ne kadar yükseldiğini söylemesini bekledim doktorun.Ve beni çok mutlu eden o sözler dökülüverdi birden.Numaraların 0.75 ve 0.50 olmuş,dedi.Nasıl yani dedim.Ve eşime kocaman bir gülücük attım.Sonra şımarıp benim gözlerim tamamen düzelir mi doktor dedim.Doktorsa elinde reçete yazarken gayet net bir sesle düzelir düzelir siz yine gözlük takmazsınız bir daha ki gelişinizde tamamen düzelir dedi.Tebessüm ettim.Doğru mu söyledi,dalgamı geçti anlamadım.Amaan neyse ne.Düzelmiş ya gözlerim önemli olan bu.
Hani şu ördüğüm Ayıcık Battaniyeler var ya hala elimdeler.Şimdi son aşamadayım.Kumaş aldım ve battaniyelere dikiyorum.Umarım çok kısa zamanda biter.Bu arada görümcem iki gün sonra doğum yapıyor.Ve ben doğum yapmadan bitirmek istiyorum..
İşte günler böyle geçiyor..Bundan sonra daha sık görüşmek ümidiyle;))))