29 Ağustos 2011 Pazartesi

Mutlu Bayramlar

Biz bu bayram evdeyiz.İlk gün büyükleri ziyaret edeceğiz.Ondan sonraki günlerse Peri ne isterse onu yapacağız.


Hepimizin Bayramı kutlu olsun..



25 Ağustos 2011 Perşembe

Vakit Geçirmek..

Dün Peri ile ders konusunda epey bir tartıştık.Ben ısrarla hergün bir saat ders çalışması gerektiğini savunurken o hep kaçtı..Dün yine isteksiz test çözme girişimini görünce bende biraz sinirlendim..
Peri anneannesini aradı  ve gelmek istediğini söyledi ve dün gece de kendi isteği üzerine orada kaldı..Benimde bu süre içinde düşenecek zamanım oldu..
Sanırım çok üzerine gidiyorum çocuğun.Okul döneminde gayet başarılıydı,çok güzel bir karne getirdi.Hani bunun daha ötesini istemenin ne alemi var anlamadım kendimi..
İçten içe hırs yapmışım farkında olmadan..
Dün akşam o anneannesinde uyurken düşündüm ve artık onu daha rahat bırakmaya karar verdim..Zaten epeyce çalıştı.Tatil zamanında da tatil yapmalı..
Ohh bee..bu kararı almam benim içinde iyi oldu..Bende çok geriliyordum çünkü..


Bugün onunla birşeyler yapmak istedim ve aklıma dondurma çubukları geldi..
Birlikte boyadık onları..Hem sohbet ettik hemde çalıştık..Uzun süredir böyle şeyler yapmadığımızı düşündüm içimden.Eskiden ne çok yapardık halbuki!
Çocuğa ders çalıştırmaktan başka birşey yaptırmamışım belli ki..


Peri'min pek hoşuna gitti bu iş.İpleri kesti,sonra onları çubuğa yapıştırdı..


İkimizde çok güzel vakit geçirdik bu kitap ayraçlarını yaparken..
Derse bir süreliğine ara verdik ya (gerçi kendi yapmak isterse o ayrı) sık sık böyle aktivitelerle karşınızda olabiliriz..Bizden söylemesi:))))

23 Ağustos 2011 Salı

Rengin..

Ne kadar çok olmuş yazmayalı...Halbuki yazmayınca ne çok şey birikiyor.Sonra da hepsini bir kerede anlatmak imkansızlaşıyor..
Sanırım daha sık güncellemeliyim bloğumu..
Geçenlerde Peri halasına gitti.İlk kez bu kadar ayrı ve uzun kaldım ondan.İKİ GÜN...İki koca gün ayrıydık..Kaç kez aradım hatırlamıyorum..Ne yapayım alışkın değilim ki..

"Şirinler"e gittik geldikten sonra..Çok beğendik çok eğlendik..Şirin baba'nın tam doksan tane çocuğu varmışşş!!!Bunu şaşkın gözlerle izledik ve niyeyse bundan çok etkilendik...Bayramda da "Arabalar 2 "ye gitmek istedi..Kuzeni Mete ile..

Şimdi ise zamanımız biraz uyku,biraz ders,biraz oyunla geçiyor...Ders yapmak hiç istemiyor.Bende öğrendiği bilgiler taze kalsın diye olabildiğince yaptırmaya çalışıyorum.Oda haklı bende.


Örüyorum ben hala.Peri'ye battaniye diye başlamıştım ya ona devam ediyorum.Ama ör ör bitmek bilmiyor.Bu sayede kızımın ne kadar büyüdüğünü bir kez daha test etmiş oldum..
9*9 şeklinde ördüm ama sanırım bir bu kadar daha örmeliyim...


Bunu bitirdikten sonra hemen bebek battaniyesine başlamam gerek.Çünkü ben bir kez daha  'hala' oluyorum:)Yeğenimin cinsiyeti belli oldu.Mete'ye bir erkek kardeş geliyor.Ona şöyle sıcacık tutacak bir battaniye örmek istiyorum.
Bunu bitirmeden olmaz ama.O yüzden sıkı çalışmalıyım...


Şimdiye kadar ben battaniyemi bitirirdim. Tabi şu ip temizlemek olmasaydı..Bir motifte bir sürü renk kullanınca temizlenecek ipte  o kadar çok oluyor..Sıkıntı yapıyor bunlar.Keşke ben hep örsem hiç ip temizlemesem:)

12 Ağustos 2011 Cuma

Artık kızıl değilim,peki...

Bir hafta anca dayanabildiğim kızıl renk saçlarımı şu an itibariyle boyamış bulunuyorum..Boyamış diyorum çünkü yine kendim boyadım.Aslında saçlarımı boyatmak için bugün kuaförün yolunu tuttum fakat oraya geldiğimde kuaförün kapalı olduğunu gördüm.Niye kapalı anlamadım ama yoluma devam edip biraz ilerideki market'e girdim ve yine köpüren boyadan ama bu sefer kahve rengi olanından aldım.Ve eve gelir gelmez uyguladım..Hatta şu an beklemedeyim yani henüz yıkayıp tam rengini göremedim..
Ama görebildiğim kadarıyla kızılı kapadı.Epeyce koyu oldu ama ....kızıldan daha iyi yakışır herhalde..
Kızılı seviyorum ama bana gitmedi.Bundan on yıl kadar önce böyle bir renge boyamıştım ben ve çokta yakıştırmışlardı.Ben onu kızıl diye hatırlıyorum fakat daha derin düşündüğümde onun patlıcan moru rengi olduğunu hatırladım.
Bundan sonra röfleden başka birşey yaptırmam.Söz olsunnn....

Not;
Üzüntülü halcağızlarıma tepkisiz kalamayan koca kişisi biraz aksın da git doğru düzgün bir yere boyat saçlarını diye,bana destek olmuştu.Şimdi yine benim boyadığımı öğrenince ne tepki vereceğini henüz bilmiyorum.İnşallah bir kuaför kadar usta boyamışımdır ,diye dua ediyorum anca:))))


Tatilde okuduğum bir kitap...
Akşamüstü Ezgisi  /  Amit Chaudhuri
Yazar Oxford 'daki öğrencilik yıllarını ve hint müziğini ve ailesini anlatıyor..

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Bugün Benim Doğum Günüm...

Bugün benim doğum günüm.Yolun yarısına 2 kala...Mutluyum:)
Canım kızım,canım eşim...
Sabahtan beri telefonla,mesajlarla doğum günümü kutlayan canım sevdiklerim..
İyi ki varsınız.

Ve Sizlerle de doğum günümü paylaşmak istedim.
Güzel blog arkadaşlarım..
Sizlerde iyi ki varsınız:))))

Bugün benim doğum günüm.Yolun yarısına 2 kala..Mutluyum:)

5 Ağustos 2011 Cuma

Eski saçlarımı istiyorum:(

Yıllardır saçlarımı röfle yaptırırım.Zaten gerçek saç rengimde çok koyu değildir.Doğal saç rengim açık kumral..Aslında saçlarımda hiç beyaz yok.Niye sürekli boyattığımı düşünür arada kızarım kendime.Sanırım saçlarımın çabuk uzamaması buna etken.Sıkılıyorum bir süre sonra..Ve röfleyi çok seviyorum..
Ama ne olduysa bir anda saçlarımı kızıl yapmak isteğiyle buldum kendimi.Hani şu köpük boyalar varya gittim onlardan aldım ve şu yukarıda görmüş olduğunuz rengi uyguladım saçlarıma...
Düşünün bir sapsarı saçlardan sonra bu renk..!!!
Zaten hiç orta yolum yoktur ki benim.Hep en uç olacak..Hani beğenmessem nasıl dönülür bu saçtan hiç düşünmedim.Kızıldan dönüş olmadığını biliyorum oysa..Açtırmak, açtırmak, açtırmak lazım..Tabii saçların o kadar yıpranmaya dayanırsa:(((
Aslında kötü durmadı,yakıştı bile sayılabilir..Ama ne bileyim..
Sarıyken daha bir mutluydum ben..
Şimdi önce bir kahveye boyatsam tutarmı ki bunun üstüne..
Sonra yavaş yavaş açtırırım..
Offff kötüyüm yaaa....
Röfle de yıpratmıştı hani saçlarımı ama bari kumral yapsaydım...
4-5 yılda bir yaparım ben böyle saçmalıklar.
Acaba bu saçlarla mutlu olmayı mı öğrenmeliyim?...
Ya da en iyisi günde iki üç kez yıkayayım.Zaten nasıl akıyor bir görseniz..İyice aksın önce gidip boyatırım sonra..
Acaba aranızda bu durumda kalan oldu mu daha önce..Belki fikir verirsiniz bana...

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Amasra da..


Amasra'ya girerken bizi böyle bir manzara karşıladı.Nasıl güzel bir yer olduğunu daha buraya geldiğimizde anladık..
Peri o kadar yolculuktan sonra denizi gördü ya tüm yorgunluğu gitti..
Aslında gelirken Akçakoca ve Ereğli'ye de uğradık..
Akçakoca da şu Peri kızını denize atmayı düşündüysekte denizin üzerindeki kabarcıklar(ya da köpük demeliyim) bize engel oldu..


Otel'e girmemizle çıkmamız bir oldu.Plaj çantaları alındı ve doğru denize....Peri'yi kim tutabilirdi ki!!!Ve eller böyle buruş buruş olana dek sudan çıkmadı.Bugün ve sonraki günlerde de bu böyle devam etti...


Akşama doğru otel'e geçip oradan da Amasra'yı dolaştık..
Ünlü Amasra kalesini..


Kale inşa edilirken o koskoca blok taşları nasıl taşımışlar insanın aklı ermiyor.Nasıl büyükler bir görseniz..Eski insanlar gerçekten çok güçlüymüş.


Karşıdaki ada Tavşan adası..
Yalnızca tavşiler var orada.Ama görmek biraz maharet istiyor..Biz gördük.Gördükçe çığlıklar attık.Nasıl mutlu olduk anlatamam..


Karadeniz'e karşı,Tavşan adasına karşı,Kaleye karşı çay keyfi..


Çok ta güzel esiyordu:)Oysa İstanbul sıcaktan yanıyormuş o zaman:(


Hediyelik eşyalar bizden nasibini bolca aldı..Koca bir çanta ekledik içi dolu, dönerken valize...


Tarihi taş köprü..


Ünlü Amasra salatası..Öyle lezzetliydi ki...


Barış Akarsu'nun heykeli'ni gördüğümde nasıl duygulandım anlatamam.Çok severdim..


Amasra'da akşam üstü...

Kısa ve güzel bir tatilden kalanlar böyleydi....