29 Nisan 2013 Pazartesi

Kolik..en afillisinden.

Sebepsiz,inatçı ve ısrarlı ağlamalarının sebebi kolikmiş.
Özellikle akşam saatlerinde şiddeti inanılmaz..Huysuzlukla süregelen kolik ağlamaları minik sakinleşme süreleri dışında kaç saat sürüyor hesaplayamadım.Sürekli kucağımızda,sürekli gezdiriyoruz.
Bir yere gidildiyse arabanın veya arabasının sürekli hareket etmesini istiyor.
Örneğin araba kırmızı ışıklara takılıp durmak zorunda kaldıysa vay halimize..
Arabaya benzin önceden alınıyor şimdilerde.O varken arabanın durmasını reddediyor yoksa ve var gücüyle ağlıyor.Tüm gücüyle ağlıyor..hiç susmadan..ta ki araba hareket edene kadar.
Araba da (şayet seyir halindeyse) olmaktan çok mutlu.
Geceleri durmadığı için arabayla gezdirilen arkadaşımın oğlunu anıyorum bugünlerde. Şaka mısınız kızım siz,yok artık falan diye dalga geçmişliğim epeycedir.Ancak yakın zamanda bizde başlarsak tur atmalara hiç şaşırmam.
Bir de klasik, elektrikli süpürge sesini seviyor.Bunun bir de saç kurutma makinesi sesi durumu varmış(kolik bebekler o sesle de çok rahatlarlarmış),çok zor da kalırsak denemek için kenarda tutuyorum onu da..:)
Bakmayın böyle rahat rahat yazdığıma.Öyle endişeleniyorum ki o ağlarken.Öyle üzülüyorum ki....
Anne çaresizliği çok kötü... Bebeğiniz sürekli ağlıyor ve siz hiç ama hiç bir şeyle onu sakinleştiremiyorsunuz. Ne kucak,ne sallama,ne müzik,ne başka bir şey...Özellikle 16:00'dan sonra yüreğim hep tetikte.Onun çaresiz ağlamalarına şahit olmak ve bir şey yapamamak çok üzücü.
Ağlamaya başladığında alıp onu sakin bir odaya geçip kimi göğsüme bastırıp,kimi ayağımda sallayıp ve sürekli ninni,şarkı söyleyip,bol bol dua edip sakinleşmesini dilemek.Elimden gelen yalnızca bu kadar.Sıcak su torbası yapıp ayaklarının altına koyuyorum bir de.Sanki rahatlatıyor biraz .Sab S. 'in faydasını da göz ardı edemem.Özellikle düzenli kullandığım zamanlarda.
...
En kısa sürede bu süreci atlatıp bebeğimin sakin,huzurlu günler geçirmesini diliyorum.

25 Nisan 2013 Perşembe

Gidemeden..

İlk kez Peri'nin 23 Nisan kutlamalarına katılamadım.Ve aslında çok üzüldüm.Havanın bu keskin sert hali engel oldu gitmeme. Defnecik üşütüp hasta olabilir diye düşündük ve ben onunla evde kalırken baba kız birlikte gittiler okula.
Bari bol bol fotoğraf çekin diye ısrar ettim evden çıkarlarken.Az biraz çekmişler işte..Ben olacaktım ki orada canını okurdum makinenin:)))
Güzel geçmiş kutlamalar.Öğlene doğru havada ısındı üstelik..
Şükürler olsun ki bir kaç günden beri havalar güneşli gidiyor.Gün içerisinde bu küçük kızı bahçeye çıkarıyorum da hava alıyoruz.Uyandığı andan itibaren hiç durmayan bu mızmıza çok iyi geliyor.Tabi bana da:))


22 Nisan 2013 Pazartesi

Aslında

Geçen hafta sıkıcıydı aslında.Bunun en büyük sebebi havaların bozuk gidiyor olması.Bütün bir haftayı evde geçirdim diyebilirim.
Bir tek pazar günü çıkabildik bir yerlere.Hava yine soğuk ve yağmurluydu.O yüzden kapalı mekanları tercih ettik..
Çocukken çok oynardık bu ip oyununu.Gerçek adı ne bilmiyorum ama Peri'ye öğrettiğimden beri beni ne zaman boş yakalasa bu oyunu oynatıyor bana.
Sizin de oynamışlığınız var mıdır acaba?! :)))
Sıkılan bünyeye ne iyi gelir?Tabi ki alışveriş.Hem de bu alışveriş İkea'da olursa değmeyin keyfime:)))
Bugün İkea'da daha bir anladık ki  Defne bebek arabasında hep gezdirmek isteyecek kendini.Çünkü ne zaman bir şeyler bakmak için dursak çınlattı o güzel sesiyle ortalığı:)
KaRTaL sürekli gezdirmek zorunda kaldı bebek arabasını.O yüzden biz Peri ile takıldık,babası da Defne ile:)Yazık sana babası...
Hani hamileyken bile bu kadar çekmemişti canım bir şey.Tam olmamışlar ama idare ettik işte.Çoğalsa da yesek bol bol..
Ve bu kez kendim için örüyorum.Kırmızı..en sevdiğim renk.Umarım günün birinde bitirebilirim ördüğüm bu kazağı..



18 Nisan 2013 Perşembe

Bu Kez...

Bilgisayarda çok vakit geçirmesine müsaade etmesekte yine de çok güzel klavye kullanıyor ve internet kurdu olmuş bile.
İnternette ise şayet, hep gözetimim altında.Genelde şarkı dinleyip, klipler izliyor. Selena Gomez ilk sırada geliyor..Sırayı Hanna Montana,Justin Bieber,One Direction takip ediyor..Çoğu şarkıları ezberlemiş bile..
Anladığım o ki bazen okuldan ve de derslerden sıkılma halleri boy göstermeye başladı..
Sürekli yazın dolayısıyla tatilin gelmesini istiyor.
"Tatilde sürekli denize gider miyiz?"
"Her gün yüzmeye gider miyiz?"
"Defne de bizimle gelebilir mi?"
"Yaz gelse de pikniğe gitsek bol bol."
"Sahilde yürüsek şöyle,dondurma yesek..."
Bu cümlelerin devamı hep şöyle bitiyor;
"Off bir sürü dersim var daha!!"

Gelsin bir an önce tatil annem..gelsinde hepimiz soluk alalım:))
Yalnız havanın soğukluğu öyle böyle değil hani.Hele dün resmen kar yağsa daha iyiydi.
Yaz çabuk gelir mi bilmem lakin havanın kafası çok karışık bu günlerde:)
Kurdeleler ile güzel planlarım olacak çok kısa süre içerisinde.Bakalım olursa paylaşırım buradan....

15 Nisan 2013 Pazartesi

Cumartesi/Pazar

Cumartesi havanın sıcak olmasını fırsat bilip parka çıktık kızlarla..
Peri arkadaşıyla parkın keyfini çıkarırken,Defne pusetinde mışıl mışıl uyudu..
Bense daha "Uçurtma Avcısı" nın etkisinden kurtulamamışken "Kahperengi"ye başladım oracıkta..
Açık havada kitap okumanın keyfine vararak epeyce okumuşum:)
Güneşi gerçekten özlemişiz..Tepemizde ışıl ışıl yayarken enerjisini Peri çıkarttı attı sırtındakini.Kısa kollu tişörtüyle koşturdu oradan oraya.Zaten en çok yazın gelmesini bu sebepten istiyor,hiç sevmiyor üst üste giyinmeyi..Soğuk havalarda hep kavgamız bu sebepten olur zaten bizim,ben sıkı giyinmesini isterim,üşütmesin aman hasta olmasın diye o ise incecik şeylerle dolaşır etrafımda...
Hamile iken aldığım ve şimdilerde giymekten sıkıldığım bol paça pantalonumu kesip çanta yapmak istiyorum.Kullanır mıyım bilmiyorum ama en azından o şekilde saklarım,ne de olsa hatırası var...belki Peri kullanır bir kaç yıl sonra...

Pazar günü Ege'mizin 5.yaş günü partisine gittik.Can dostum,harika lezzetler yapmış ya yedim de yedim..Masanın gözükmeyen kısmında da daha harika bir sürü şey vardı..
Hafta başına yeterince enerjik ve dinamik girdik.Ama bugün hava yine kapalı,hafif serin ve rüzgarlı.Nisan bu şekilde geçecek sanırım.Bir gün açık,keyifli bir gün kapalı,itici:)))
Bu arada atasözleri performans ödevini bitirip yetiştirebildik gününe.Tam 16 sayfa yazı yazdı Peri'cim.Hadi bakalım inşallah hakkettiğin(miz) notu alırsın..
Nasıl bol fotolu bir yazı oldu bu böyle..Oh ohh bereketli olsun:)))
Defne uyurken bu yazıyı yazabildiğim için mutluyum.Şimdi uyandı ve ben onunla ilgilenmeliyim...

Hepimiz için çok güzel bir hafta olsun...



11 Nisan 2013 Perşembe

Taktik Meselesi:)

Nasıl yaramaz,nasıl aksi,nasıl huysuz...
Büyüdükçe istekleri de büyüyor sanki.Artık uyanınca öyle bir köşe de yatıp durmuyor,illa kucağına alıp gezdirilmeyi istiyor.Alındığı kucakta ne kadar geniş alan görüşüne hakimse o kadar keyfi yerinde oluyor.Bir de gezdirirsen onu, senden iyisi yok şu dünyada..
Hele bir de ağlama numaraları var ki sanırsınız usta oyuncu;
Innga , en bilindik numarası ve de en gerçekçi.Karnı acıkınca veya altı kirlendiğinde bu şekilde anlatıyor derdini.
Innba ok daha sinirli olduğu zamanlarda bu sesle dile getiriyor duygularını.Şuncacık şey sinirleniyor ya..şaka gibi:))Mesela kucak istiyorsa ve hala beşiğinde yatıyor onu almaya kimse gelmiyorsa yıkıyor ortalığı ınnbaaaa,diye.
Eğer biraz kibar anına denk gelirse bu ses ınnbeee olarak yumuşayıveriyor.Ama genelde daha sert ifade olan ınnbaa diye ağlama numarası yapıyor.
Ve son zamanlarda ağlama taktiği ınngıı şeklinde süregelen ve devam eden ses tekrarı..Daha ziyade duygusal işler için kullanıyor bu ağlamayı,daha nazlı,daha hassas olduğu zamanlarda:)
Ağlarken çıkarttığı seslerin genel durumu bu şekilde..
Çok şeker değil mi ama.Varsın huysuz olsun böyle.O kendine baktırmayı biliyor nasılsa.
Inga,ınba,ıngı diye ağlarken öyle tatlı oluyor ki..Eskiden çok daha sık kullandığı bu sesleri hiç olmazsa arada bir bile olsa duymayı arzu ediyorum.En azından bir süre daha:)

9 Nisan 2013 Salı

Balık+çorba=balık çorbası

Hiç balık çorbası içtiniz mi?!..
Ben içmemiştim.İsmi itibariyle belki de hiç denemek istemedim bu güne dek bu tadı.
Ama hafta sonu radikal bir karar alıp bir balık lokantasına girip birer kase balık çorbası sipariş ettik.
KaRTaL'ın bildiği ve severek içtiği bir çorba olmasına karşın Peri'de bende ilk kez denedik.
Ve ikimizde lezzetine bayıldık.Daha önce niye uzak kalmışız ki bu güzel tattan...bilemedim:)))
Balık çorbası içince iştahımız iyiden iyiye arttı.Hele o mısır ekmeği nasıl güzeldi..Peşine diğer lezzetlerden de denedik.İskorpit,levrek,somon..
Defne hiç yaramazlık yapmadı,huysuzlanmaya başladığında da zaten kalkmak üzere idik:)
Peri ise sınıf arkadaşı Zeynep ile karşılaştı.En iyi arkadaşlarından biri olduğu içinde onunla beraber güzel vakit geçirdi..
Karnımız doymuş,keyfimiz yerinde döndük eve..
Eğer sizde daha önce hiç balık çorbası içmediyseniz şiddetle tavsiye ederim:))))

3 Nisan 2013 Çarşamba

Ateş ölçer..

Pazartesi aşılarını olduktan sonra ateşinin çıkabileceğini,huysuzluk hallerinin doğal olduğunu hatırlattı doktorumuz Kemal bey .Ateşini sık sık elimizle kontrol etmemiz gerektiğini ve yine gerekirse derece ile bakıp ateş takibi yapmamızı söyledi.37 ve üzeri durumlarda müdahale etmem gerektiğini (fitil yardımı ile) anlattı.
Gün içinde Defne'nin ateşi çıkmadı ama huysuzluğu tavan yaptı.
Bu tür durumlarda ateşin gece çok daha sık çıktığını anımsayan ben gece yarısı yataktan kalkıp Defne'nin ateşini elimle bir yokladım.Bana ateşi varmış gibi geldi.Biraz telaşlanıp KaRTaL'ı uyandırdım.
Daha doğrusu uyandırmaya çalıştım o ise bir gözü kapalı eliyle Defne'ye dokunup ateşinin olmadığını söyledi.
Acaba uykusundan uyanamadı mı diye onu bir sarsarak kendimce uyandırıp tekrar sordum,bu davranışımın üzerine tekrar uzanıp baktı ve Defne'nin ateşinin olmadığını söyledi.Ve uykusuna devam edercesine gözlerini kapadı.
Bence ateşi vardı ve bunun öğrenmenin en iyi yolu olan dereceyi alıp ateşini ölçmekti.
Tam sinirlenip ilgisizliğinden dolayı KaRTaL'a kızacaktım ki derece bana ateşinin yüksek olmadığı bilgisini verdi.
Ben Defne'yi yatırırken  KaRTaL bana bakıp"ateşi yokmuş,değil mi!",diye sordu."yokmuş" cevabını alınca da muzip bir gülümsemeyle tekrar gözlerini yumdu.Demek uyumuyormuş!!!
Sende de ne el ayarı varmış bee. Bir iki kez Peri içinde doğru teşhislerde bulunmuştu daha önce.

...ve anladım ki böyle durumlarda KaRTaL' a danışmadan önce derece ile ateşini ölçmem  çok daha iyi olacak.Zira sonra ona dalga konusu oluyorum."evham perileri'n ne alemde,dün gece pek bir formdaydılar yine..."diye.
Evet evhamlıyım n'olmuş!!!..Evhamlı bir anne ilgisiz bir anneden her zaman daha kabuldür öyle değil mi anneler :)))

1 Nisan 2013 Pazartesi

Başka Bahar Bu...

Kızları alıp dışarı çıktık pazar günü.Defne ile birlikte ilk kez açık havada dolaşmaya çıktık.
Rahat ve genişlik açısından Via Port' u tercih ettik.Başta sakindi.Bir iki alışveriş bile yaptık hatta.
Fakat sonra öyle kalabalık oldu ki artık oradan ayrılma vaktimizin geldiğini düşünüp eve döndük. KaRTaL'ın en çekemediği şeydir kalabalık,hareket darlığının az olduğu ortamlar..
Yine de güzel ve bol vakit geçirdik orada.Peri'de sıkılmadı hiç..Defne'nin arabasını kullanmak,onunla ilgilenmek iyi geldi büyük kıza..
Bu arada bebek arabası Peri'nin bebekliğinden kalma.Yeni modelli arabalara göre çok klasik duruyor ama olsun...O kadar sağlam ve temiz ki yeni bir araba almak inanılmaz gereksiz geliyor bana.
Bu hafta içi Peri'nin ödevlerinden arta kalan zamanlarda performans ödevini de yapmalıyız .Çünkü hafta sonları fırsat bulamayacağız gibi :)
Performans ödevinin konusu "Atasözleri"..
Her harften beş tane yazılacak.
Anlamları ile birlikte..Bu yalnızca Türkçe ödevi.Diğerlerini vermeden bunu bitirsek fena olmayacak..
Bu ara da geçenlerde bahsettiğim "hitabe"nin büyük bir bölümünü ezberledi.Fırsat bulabilse şimdiye kadar çoktan ezberlerdi hepsini demek ki kuzum.Büyük hafıza var maşallah.
Bana hiç benzememiş...
Dün günümüz böyleydi...
...
Bugünse dede ve anneanneyle birlikte,Defne'yi 2 aylık kontrolüne götürdük.Ve tabi aşılarını da yaptırdık.Çok ağladı yavrum..
İnşallah ateşi çıkmaz. Peri'nin hiç ateşi olmazdı aşı vurulduktan sonra..Sende ablana benzersin inşallah e'mi ! :)))